Sevgili Anne ve Babalar

Biliyorsunuz uzun bir aradan sonra Anaokulları 31 Ağustos’ta yeniden yaz çalışmaları ile çocuklarıyla buluştu. Çocuklarımızla yeniden bir arada olmanın mutluluğunu yaşadık. Bugün keyifli bir sürecin de başlangıcı olmuştu. Şimdi de yeni eğitim ve öğretim yılı çalışmalarımıza başlamanın heyecanını yaşıyoruz. Bizlere güvenerek, çocuklarını okullarına gönderen velilerimize tüm meslektaşlarım adına teşekkür ediyorum.

Hepimizin bildiği gibi tüm dünya insanları zor bir süreçten geçiyor. Bu süreç; dil, ırk, zengin, fakir, ünlü, ünsüz ayrımı yapmadan herkesi, dünyanın işleyiş düzenindeki tüm kurum ve kuruluşları, bütün sektörleri olumsuz etkiledi. En çok da; meslek sahibi olma aşamasında uygulama ve pratik yapması gereken üniversite öğrencilerinden başlayarak, motor becerilerini geliştirerek dünyaya tutunmaya, akran ortamında sosyalleşmeye ve kişiliklerinin temellerini oluşturmaya çalışan anaokulu çocuklarını etkiledi. Kısacası her yaştaki çocuk etkilendi. Biz eğitimciler bu süreçte DSÖ başta olmak üzere, Sağlık Bakanlığı’nın, bu konunun uzmanlarının ve akademisyenlerin açıklamalarını yakından takip ettik, çalışmalarımızı bu doğrultuda güncelleyerek sürdürdük. Kemer Anaokulları olarak “Eğitim Kurumlarında Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu”nda belirtilen bütün işlemleri yaptık. Okulumuzu, çocuklarınızı güvenle bıkacağınız şekilde düzenleyip hazırladık. Bunlardan en önemlilerini şöyle sıralayabilirim:

Bahçeşehir Kemer Anaokulu olarak binamızın ve bahçemizin, biraz iddalı olacak ama en az eviniz kadar hijyen, AVMlerden, lokantalardan ve parklardan çok çok daha temiz ve hijyen olduğuna eminiz. Temizlik, hijyen, mesafe ve korunma tedbirlerinin dışında önemli bir konu da değinmek istiyorum. Mesleğimin 46. Yılına girdim. 1974 yılından bu yana anaokulu ve lise dahil olmak üzere her kademede öğretmenlik ve yöneticilik görevi üstlendim. 2006 yılından bu yana da Bahçeşehir Kemer Anaokulu kurucu müdürü olarak çocukların içindeyim. Sizleri çocuklarım, çocuklarınızı da torunlarım gibi görüyorum ve her konuya titizlikle yaklaşıyorum. Anaokulu çağı çok hassas bir dönem. Bu konudaki uzmanların da belirttiği gibi anaokulu çağını sadece akademik öğreme olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığının altını çizmek isterim. Çünkü bu yaşlar çocukları sosyal ve duygusal olarak desteklenmeye en çok ihtiyaç duydukları dönemdir. Fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimleri, disiplinler arası temalarla desteklenerek akademik öğrenmelerine yardımcı olunur. Öğrenme zevkli hale getirilir ve kısacası çocuk eğlenirken öğrenir, öğrenirken eğlenir. Bu da ancak ebeveyn otoritesinin olmadığı, kendini güvende hissettiği, akranlarıyla birlikte yol gösterici bir öğretmenle sınıf ortamında mümkündür. Anaokulu çağında bir çocuk eve gelen bir öğretmenle Bilmiş Çocuk olur. Bu ülkenin yaşamı sorgulamayı Bilen Çocuklara ve bireylere ihtiyacı var.

Bu nedenle sevgili anne ve babalar; Milli Eğitim tarafından denetlenen, temizliği, hijyeni ve diğer kriterleri yerine getirmiş, sizde güven oluşturan bir eğitim kurumuna çocuğunuzu emanet etmekten çekinmeyiniz. Çocuklarımızı fiziksel olarak korurken bazı psikolojik olguların oluşmasına neden olmayalım. Fiziksel rahatsızlıklar gözle görülür ve hemen fark edilir. Tedavisi daha kolay olabilir ama psikolojik etkileri fark etmemiz zaman alabilir ya da hiç fark edemeyebiliriz ve çocuk bununla ömür boyu başetmeye çalışabileceğini unutmayalım. Güveneceğiniz bir okul mutlaka vardır.